Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

büyük ana

  • 1 büyük ana

    Großmutter f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > büyük ana

  • 2 büyük ana

    Türkçe-rusça sözlük > büyük ana

  • 3 büyük ana

    جدة

    Türkçe-Arapça Sözlük > büyük ana

  • 4 büyük ana

    جدة [جَدَّة]
    Anlamı: annenin veya babanın annesi, nine

    Türkçe-Arapça Sözlük > büyük ana

  • 5 büyük şehir

    ana kent Großstadt f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > büyük şehir

  • 6 ana damar

    أبهر [أَبْهَر]
    Anlamı: büyük damar

    Türkçe-Arapça Sözlük > ana damar

  • 7 ana kara

    قارة [قارَّة]
    Anlamı: yeryüzündeki beş büyük kara parçasından her biri, kıta

    Türkçe-Arapça Sözlük > ana kara

  • 8 جدة

    I
    جِدَة
    varsıllık
    Anlamı: zengÉnlik
    II
    جَدَّة
    1. büyük ana
    Anlamı: annenin veya babanın annesi, nine
    2. büyük anne
    Anlamı: annenin veya babanın annesi, nine
    3. nine
    Anlamı: büyük anne
    4. anneanne

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > جدة

  • 9 جدة

    anneanne; büyük ana; büyük anne; nine; varsıllık

    Arabic-Turkish dictionary > جدة

  • 10 გიგეგა

    i.
    büyük ana, büyük anne, nine

    Georgian-Turkish dictionary > გიგეგა

  • 11 capital

    baskent; anamal, kapital, sermaye; para; büyük harf; sütun basligi, cezasi ölüm olan; (harf) büyük; ana, önemli, önde gelen; kusursuz, muhtesem; sermaye ile ilgili

    English to Turkish dictionary > capital

  • 12 главный

    ana
    * * *
    1) ana; asıl; başlıca; belli başlı

    гла́вная у́лица — ana cadde

    гла́вный го́род — başlıca şehir; başkent ( столица)

    два гла́вных претенде́нта на э́том турни́ре — bu turnuvanın iki büyük favorisi

    гла́вная причи́на — ana / asıl neden

    гла́вное усло́вие — temel koşul

    гла́вный вино́вник (преступления) — юр. esas suçlu; asli fail

    гла́вный уда́р — воен. asıl taarruz

    гла́вный инжене́р — baş mühendis

    гла́вный судья́ — спорт. başhakem

    3) (гла́вное) → сущ., с asıl olan; aslolan

    гла́вное - поня́ть — aslolan anlamaktır

    гла́вное, что он хоте́л сказа́ть... — asıl söylemek istediği,...

    а са́мое гла́вное,... — en önemlisi de...

    ••

    гла́вное предложе́ние — грам. temel cümle

    гла́вным о́бразом — başlıca (olarak)

    Русско-турецкий словарь > главный

  • 13 Haupteingänge

    ana giriş
    büyük kapı

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Haupteingänge

  • 14 main spring

    ana yay, büyük zemberek

    English to Turkish dictionary > main spring

  • 15 portal

    büyük kapi, ana kapi, giris kapisi, taçkapi, portal; kapi toplardamari, kapi, kapisal

    English to Turkish dictionary > portal

  • 16 capital

    adj. cezası ölüm olan, ölüm; baş, ana, önde gelen, sermaye ile ilgili, büyük, önemli, mühim, ciddi, kusursuz, mükemmel
    ————————
    n. başkent; büyük harf; kapital, sermaye, kâr, çıkar, kazanç; sütun başı
    * * *
    1. büyük harf 2. sermaye
    * * *
    I 1. ['kæpitl] noun
    1) (the chief town or seat of government: Paris is the capital of France.) başkent
    2) ((also capital letter) any letter of the type found at the beginning of sentences, proper names etc: THESE ARE CAPITAL LETTERS / CAPITALS.) büyük harf
    3) (money (for investment etc): You need capital to start a new business.) kapital, sermaye
    2. adjective
    1) (involving punishment by death: a capital offence.) cezası ölüm olan, ölüm cezalı
    2) (excellent: a capital idea.) mükemmel
    3) ((of a city) being a capital: Paris and other capital cities.) başkent (olan)
    - capitalist
    - capitalist, capitalistic
    II ['kæpitl] noun
    (in architecture, the top part of a column of a building etc.) sütun başlığı

    English-Turkish dictionary > capital

  • 17 grand

    adj. büyük, ulu, muhteşem, önemli, soylu, asil, ağırbaşlı, ana, baş, genel
    ————————
    n. bin dolar, kuyruklu piyano
    ————————
    pref. büyük
    * * *
    büyük
    * * *
    [ɡrænd] 1. adjective
    1) (splendid; magnificent: a grand procession.) muhteşem
    2) (proud: She gives herself grand airs.) mağrur
    3) (very pleasant: a grand day at the seaside.) çok güzel, zevkli
    4) (highly respected: a grand old man.) saygın
    2. noun
    (a slang term for $1,000 or 1,000: I paid five grand for that car.) bin dolar
    - grand jury
    - grand piano
    - grandstand
    - grand total

    English-Turkish dictionary > grand

  • 18 major

    adj. büyük, önemli, başlıca, majör
    ————————
    n. binbaşı, majör, yetişkin, reşit kimse, branş
    ————————
    v. branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak
    * * *
    1. büyük 2. esas
    * * *
    ['mei‹ə] 1. adjective
    (great, or greater, in size, importance etc: major and minor roads; a major discovery.) büyük
    2. noun
    1) ((often abbreviated to Maj. when written) the rank next below lieutenant-colonel.) binbaşı
    2) ((American) the subject in which you specialize at college or university: a major in physics; Her major is psychology.) ana dal, mezun olunan dal
    3. verb
    ((with in) (American) to study a certain subject in which you specialize at college or university: She is majoring in philosophy.) belirtilen dalda eğitim görmek
    - major-general
    - the age of majority

    English-Turkish dictionary > major

  • 19 major

    daha büyük, daha önemli, büyük, resit; büyük önerme; (üniversitede) ana dal, esas dal; majör; binbasi

    English to Turkish dictionary > major

  • 20 body

    n. karoser, vücut, gövde, beden, ceset, cisim; hacim; büyük kısım; birlik, grup, kuruluş, kütle
    * * *
    1. gövde 2. vücut
    * * *
    ['bodi] 1. plural - bodies; noun
    1) (the whole frame of a man or animal including the bones and flesh: Athletes have to look after their bodies.) beden, vücut, gövde
    2) (a dead person: The battlefield was covered with bodies.) ceset, ölü
    3) (the main part of anything: the body of the hall.) gövde, ana kısım
    4) (a mass: a huge body of evidence.) büyük miktar
    5) (a group of persons acting as one: professional bodies.) kurul, örgüt, grup, topluluk
    2. adverb
    (by the entire (physical) body: They lifted him bodily and carried him off.) bütün vücudu ile, olduğu gibi
    - body language
    - bodywork

    English-Turkish dictionary > body

См. также в других словарях:

  • büyük ana — is., hlk. Büyük anne …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyük boy — sf. Normal ölçülerden daha büyük Bir ana dans sırasında, büyük boy duvar aynalarından birini gösterdi. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana kent — is. 1) Bir ülkenin veya bir bölgenin çevresindeki yerleşim yerlerine ekonomik ve toplumsal yönlerden hâkim olan ve genellikle ülkenin başka ülkelerle olan her türlü ilişkisinin sağlandığı en önemli kenti, metropol, ana şehir 2) Bir ülkede büyük… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana yol — is. Küçük yolların kendisine açıldığı büyük yol, cadde Bütün dükkânlar, manifaturacılar, bakkallar, berberler, kunduracılar bu ana yolun üzerindedir. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana defter — is., tic. Büyük defter …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana kapı — is., mim. Bir yapının süslü, büyük ön kapısı, portal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana toplardamar — is., anat. Kirli kanı kalbin sağ kulakçığına boşaltan iki büyük toplardamardan her biri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyük atardamar — is., anat. Kalbin kasılması ile karıncıklardaki kanı bütün vücuda taşıyan ana atardamar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyük defter — is., tic. Ticari kuruluşların aylık bilanço hesaplarını gösteren defter, ana defter, defterikebir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»