-
1 büyük ana
Großmutter f -
2 büyük ana
см. büyük anne -
3 büyük ana
جدة -
4 büyük ana
جدة [جَدَّة]Anlamı: annenin veya babanın annesi, nine -
5 büyük şehir
→ ana kent Großstadt f -
6 ana damar
أبهر [أَبْهَر]Anlamı: büyük damar -
7 ana kara
قارة [قارَّة]Anlamı: yeryüzündeki beş büyük kara parçasından her biri, kıta -
8 جدة
IجِدَةvarsıllıkAnlamı: zengÉnlikIIجَدَّة1. büyük anaAnlamı: annenin veya babanın annesi, nine2. büyük anneAnlamı: annenin veya babanın annesi, nine3. nineAnlamı: büyük anne4. anneanneAnlamı: annenin annesi -
9 جدة
anneanne; büyük ana; büyük anne; nine; varsıllık -
10 გიგეგა
i.büyük ana, büyük anne, nine -
11 capital
baskent; anamal, kapital, sermaye; para; büyük harf; sütun basligi, cezasi ölüm olan; (harf) büyük; ana, önemli, önde gelen; kusursuz, muhtesem; sermaye ile ilgili -
12 главный
ana* * *1) ana; asıl; başlıca; belli başlıгла́вная у́лица — ana cadde
гла́вный го́род — başlıca şehir; başkent ( столица)
два гла́вных претенде́нта на э́том турни́ре — bu turnuvanın iki büyük favorisi
гла́вная причи́на — ana / asıl neden
гла́вное усло́вие — temel koşul
гла́вный вино́вник (преступления) — юр. esas suçlu; asli fail
гла́вный уда́р — воен. asıl taarruz
2) ( старший по положению) başгла́вный инжене́р — baş mühendis
гла́вный судья́ — спорт. başhakem
3) (гла́вное) → сущ., с asıl olan; aslolanгла́вное - поня́ть — aslolan anlamaktır
гла́вное, что он хоте́л сказа́ть... — asıl söylemek istediği,...
а са́мое гла́вное,... — en önemlisi de...
••гла́вное предложе́ние — грам. temel cümle
гла́вным о́бразом — başlıca (olarak)
-
13 Haupteingänge
ana girişbüyük kapı -
14 main spring
ana yay, büyük zemberek -
15 portal
büyük kapi, ana kapi, giris kapisi, taçkapi, portal; kapi toplardamari, kapi, kapisal -
16 capital
adj. cezası ölüm olan, ölüm; baş, ana, önde gelen, sermaye ile ilgili, büyük, önemli, mühim, ciddi, kusursuz, mükemmel————————n. başkent; büyük harf; kapital, sermaye, kâr, çıkar, kazanç; sütun başı* * *1. büyük harf 2. sermaye* * *I 1. ['kæpitl] noun1) (the chief town or seat of government: Paris is the capital of France.) başkent2) ((also capital letter) any letter of the type found at the beginning of sentences, proper names etc: THESE ARE CAPITAL LETTERS / CAPITALS.) büyük harf3) (money (for investment etc): You need capital to start a new business.) kapital, sermaye2. adjective1) (involving punishment by death: a capital offence.) cezası ölüm olan, ölüm cezalı2) (excellent: a capital idea.) mükemmel3) ((of a city) being a capital: Paris and other capital cities.) başkent (olan)•- capitalist
- capitalist, capitalistic II ['kæpitl] noun(in architecture, the top part of a column of a building etc.) sütun başlığı -
17 grand
adj. büyük, ulu, muhteşem, önemli, soylu, asil, ağırbaşlı, ana, baş, genel————————n. bin dolar, kuyruklu piyano————————pref. büyük* * *büyük* * *[ɡrænd] 1. adjective1) (splendid; magnificent: a grand procession.) muhteşem2) (proud: She gives herself grand airs.) mağrur3) (very pleasant: a grand day at the seaside.) çok güzel, zevkli4) (highly respected: a grand old man.) saygın2. noun(a slang term for $1,000 or 1,000: I paid five grand for that car.) bin dolar- grand jury
- grand piano
- grandstand
- grand total -
18 major
adj. büyük, önemli, başlıca, majör————————n. binbaşı, majör, yetişkin, reşit kimse, branş————————v. branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak* * *1. büyük 2. esas* * *['mei‹ə] 1. adjective(great, or greater, in size, importance etc: major and minor roads; a major discovery.) büyük2. noun1) ((often abbreviated to Maj. when written) the rank next below lieutenant-colonel.) binbaşı2) ((American) the subject in which you specialize at college or university: a major in physics; Her major is psychology.) ana dal, mezun olunan dal3. verb((with in) (American) to study a certain subject in which you specialize at college or university: She is majoring in philosophy.) belirtilen dalda eğitim görmek- majority- major-general
- the age of majority -
19 major
daha büyük, daha önemli, büyük, resit; büyük önerme; (üniversitede) ana dal, esas dal; majör; binbasi -
20 body
n. karoser, vücut, gövde, beden, ceset, cisim; hacim; büyük kısım; birlik, grup, kuruluş, kütle* * *1. gövde 2. vücut* * *['bodi] 1. plural - bodies; noun1) (the whole frame of a man or animal including the bones and flesh: Athletes have to look after their bodies.) beden, vücut, gövde2) (a dead person: The battlefield was covered with bodies.) ceset, ölü3) (the main part of anything: the body of the hall.) gövde, ana kısım4) (a mass: a huge body of evidence.) büyük miktar5) (a group of persons acting as one: professional bodies.) kurul, örgüt, grup, topluluk•- bodily2. adverb(by the entire (physical) body: They lifted him bodily and carried him off.) bütün vücudu ile, olduğu gibi- body language
- bodywork
- 1
- 2
См. также в других словарях:
büyük ana — is., hlk. Büyük anne … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük boy — sf. Normal ölçülerden daha büyük Bir ana dans sırasında, büyük boy duvar aynalarından birini gösterdi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana kent — is. 1) Bir ülkenin veya bir bölgenin çevresindeki yerleşim yerlerine ekonomik ve toplumsal yönlerden hâkim olan ve genellikle ülkenin başka ülkelerle olan her türlü ilişkisinin sağlandığı en önemli kenti, metropol, ana şehir 2) Bir ülkede büyük… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana yol — is. Küçük yolların kendisine açıldığı büyük yol, cadde Bütün dükkânlar, manifaturacılar, bakkallar, berberler, kunduracılar bu ana yolun üzerindedir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana defter — is., tic. Büyük defter … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana kapı — is., mim. Bir yapının süslü, büyük ön kapısı, portal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana toplardamar — is., anat. Kirli kanı kalbin sağ kulakçığına boşaltan iki büyük toplardamardan her biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük atardamar — is., anat. Kalbin kasılması ile karıncıklardaki kanı bütün vücuda taşıyan ana atardamar … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük defter — is., tic. Ticari kuruluşların aylık bilanço hesaplarını gösteren defter, ana defter, defterikebir … Çağatay Osmanlı Sözlük